19 Şubat 2007 Pazartesi

Boğulmak, Dile Dökülemeyenlerin O Kekremsi Tadında..


her bir kelime
ateşten bi ok gibi deşse de yüreğini...
susarsın..
konuşamazsın tek kelime..
söyleyememek..
yutkunup kalmasıdır boğazında yığılan duygularının..
boğulmakdır dile dökülemeyenlerin o kekremsi tadında....
canını değersiz bi armağan gibi
avucuna bıraktığın kişi
eğer sadece janjanlı ambalajlar peşindeyse
yapacak bişey de kalmamıştır zaten ..
sewgini söylediğinde reddedilmek,
ya da yüreğini verdiğinde üstüne basılıp geçilmesi
kanatır insanı..
ve en çok kanayan yerinden
feryatlara başlarsın bir süre sonra..
ta ki o kanayan yerin sonsuza kadar susana dek...
zaman geçsede acın dinmez..
iyi bilirim..
çook iyi hemde..
ummadığın anda,
tahmin bile edemeyeceğin küçücük bir şey;
bir koku,
bir şarkı,
bir bakış
ya da tek bir söz..
âşina olduğun..
onu yada onla yaşadığın bir ânı hatırlatır ansızın..
hatıraların tozları havalanır tortulandıkları yerlerden hızla..
yüreğinde binlerce duygu
aynı anda farklı danslara başlar..
beynin uğuldar..
başın döner..
yüreğin göğüs kafesine sığmaz..
nefret ederken aşkını haykırır,
sewginden ağlarken hırsından köpürürsün..
yanar kül olur,
o küllerinden yeniden doğarsın
en baştan yanıp kavrulmak için..
zaman geçer..
ama zamanın o "son" noktasına gelmeden
acıların dinmez malesef ...
*bahar*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder