22 Mart 2007 Perşembe

Kırıldım



Kırılmak, parçalanmak......
nasıl da acıtır , kanatır insanı değil mi?
hele ki bu kırgınlığı en çok sewdiğinize,
en çok güwendiğinize karşı hissettiniz mi...
bir daha toparlayamassınız yüreğinizi...

kırıldım, paramparça oldum derken
hangimiz anlatabilir ki hissedebildiklerini..?
bedenen pek ifade edemeyiz dışarıya karşı belki kendimizi,
biraz bitkin, biraz yorgun görürler sadece dıştan bizi..

peki ya ruhumuz?
asıl dağılan, paramparça olan yerimiz
ruhumuz ve yüreğimiz değil midir oysa ki?

görmek ister misin paramparça olmuş ruhumu?

ama;
yüreğimi göremeyen sen,
ruhumu hiç göremessin ki..!!!!!

*bahar*

Yokluğunda..



yokluğunda,
güneşim bile terketti beni
her günüm zifir karanlık..
hasret kaldım akşam güneşinin kızıllığına..
ne çok isterdim oysa,
o kır kahvesinde bir akşamüstü
bir bardak demli çayı bölüşmeyi bir dostla..
ya da sahilde taş sektirmeyi, gün doğumunda
martılar yıkanırken kumsalda..

bir dostum bile yok artık
o da terketti beni sen gibi,
senli hayallerim gibi,
martılar, iyot kokusu ve kumsallar gibi..
sanki koca bir dalga vurdu da göğsümün kıyısına
aldı götürdü hepsini, herkesi...

*bahar*

*** Bu şiirimde kullandığım resim, Fransız bir sanatçı arkadaşımın benim için yaptığı bir resimdir..
resmin telif hakkı olduğu için izinsiz kullanılmaması konusunda uyarmak isterim.. ***

"Sen"li Rüyâlarım...



Bunca yıldır "Gitme" deyişlerimi,
"Gel" deyişlerimi duyup
geldin demek sonunda..

İlahımmm,
parmakların dolaştı saçlarımda,
ve gözbebeklerinde gördüm nihayet
mutluluk gözyaşlarımın yansımasını..

Ellerini tutabilmek,
dizlerinde yatabilmek,
seninle karşılıklı oturup konuşarak
bunca yılın hasretini giderebilmek..
çok güzel...
ama bir o kadar da zormuş sewdiğim..

Sana dokunmaya,
sana bakmaya kıyamıyorum..
gözlerimi kapadığımda
birden bire kayboluverirsin diye
uyumak bile istemiyorum..

Bildiğim tek bir şey var
ben
"senli rüyâlarımı"
çok..,,
ama çookk sewiyorum.....
çünkü ,
sadece rüyâlarda da olsa
seninle oluyorum..!!

*bahar*

16 Mart 2007 Cuma

Gitme..!!




Gözlerime gözbebeklerin çakılı
ve bir mıh gibi elinin teri,
avuç içlerimde..
hüzün kuşları dönüyor başımızın üzerinde
duyuyor musun çığlıklarını ?
dinle bak ne diyorlar :
"Gitme..!!"


*bahar*

10 Mart 2007 Cumartesi

Düş Ağrısı


Düş Ağrısı...
Brandon' ı düşlediğim her an
yüreğime saplanan acının adı düş ağrısı..
Photomanipulation

All Too Soon


Öyle erken ayrıldın ki aramızdan ilahım..
Photomanipulation

My Lord_ Kalbimin Efendisi



Kalbimin Tek Sahibi..
Photomanipulation

Eric Draven Portrait II





Eric Draven portrelerine dewam.. :=)


Eric Draven Portrait II ==>> Crow Face

It Can't Rain All The Times..




It Can't RaAll The Times..!!

Eric Draven Portre

*The Crow *


6 Mart 2007 Salı

Eric Draven Portrait


Brandon Lee'nin
The Crow filminde ölümsüzleştirdiği karakter
Eric Draven'ın portresi..

Brandon Lee and Stars



Brandon Lee ve yıldızlar..


Yıldızların arasındaki tek yıldızım..

ilahımmm...

Tamamen can sıkıntısından bir anda yapılmış bir çalışma..

Sanatsal bir çaba yok yani yanlış anlaşılmasın.. :=)


Güle Güle Genç Yıldız..

Yolun Açık Olsun..!!!


**Forever Brandon Lee....**

4 Mart 2007 Pazar

Sen Gittin Gideli Ben Yavaş Yavaş Deliriyorum..



İstanbul ,
senin bıraktığın İstanbul değil artık bende..
sahiller ıssız,
taş plaklar kırık..
gramofonlar bozuk..
vapur düdükleri bile ısıtmıyo sabahımı artık..
Adalarıysa hiç sorma;
gitmiyorum sen gittin gideli
değil gitmek,
uzaktan bakmak bile acıtıyor içimi
Çiçek Pasajındaki Madam Anahit anlamış halimi,
akordeonundan çıkardığı nâmeler bile
bir başka dertli,
bir başka ayrılık yüklü sanki..
son yudumumu bile içmeden
bırakıp kaçıyorum masadan inanki..
midye tava, kokoreç ve birayıysa hiç sorma
ağzıma bile sürmedim gittiğinden beri... sensiz tadı olmaz ki...

Bütün gün evde oturuyorum
cam kenarında..
elimde bir bardak kırmızı şarap
senin sewdiğin müzikleri dinliyor,
saçımı beğendiğin gibi topluyor,
sewdiğin kıyafetleri giyiyorum..
kâh şiir yazıyor,
kâh resim yapıyor,
arada sırada da
gözümü yola dikip
belki gelirsin diye bakınıyorum..



Sanırım,
sen gittin gideli
ben
yavaş yavaş
deliriyorum...

*bahar*

2 Mart 2007 Cuma

Ruhun Bile Duymadı..Ne Tuhaf..!!


günlerdir yoktun,
ne aklımda, ne fikrimde,
ne de düşlerimde..
zar zor uyuyabildiğim zamanlardaki
o kısacık rüyalarıma bile girmiyordun epeydir..

nasıl gelecektin ki zaten aklıma
bi düşünsene
değil sana selam vermeyi,
adını ağzıma almaya bile
ambargo koymuştum neredeyse..

ama nasıl olduysa,
bi an unutup
yasağı deldim dün gece..
resimlerine baktım önce uzuuun uzunnn..
ilk anda bir ürperti sardı her yanımı..
ellerini tutabilmeyi,
gözlerine bakabilmeyi,
dudaklarına dokunabilmeyi arzuladım o an
çaresizce..

sonra yazdıklarını açtım okudum
içime sindire sindire..
ilk günlerin heyecanı kapladı yüreğimi
delice bir özlemle..

sensizliğin getirdiği
o amansız hasret ateşinin alazı
yalayıp geçerken yüreğimi,
yeniden kavurup kül ediverdi
yangın yerine dönmüş kalbimi..

nasıl oldu da böyle olduk?
nasıl oldu da o ateşli günleri
bir anda ardımızda bırakıp
kutuplara savrulduk?

anlayamıyorum..
aklım mantığım almıyor..
"bir ömür beraberiz" derken
"sensiz nefes bile alamam" derken
"senden başkasıyla olamam" derkenn....

derken...
"bir ömür boyu" denilenin
kaç gün olduğunu anlayamadan
soktuk araya ayrılığı..

nefesimsin, soluğumsun,
sensiz yaşayamam derken
suni teneffüse bile izin vermeden
koparıverdik hayatla bağı..

ve asla başkası olamaz derken;
ahhhhhhhhhhhhhhh..............
kim bilir kimlere dokundu o ellerin
kim bilir kimlere aynı sözleri verdi
o tatlı bir zehirle kaplı dilin..

ne tuhaftır ki
tüm bunlar yaklaşık olarak
üç yada beş saniyede geldi geçti aklımdan..
bunca senenin sonunda;
tüm anılarım,
ve senli düşüncelerim,
bu kadar kısa bir zamanda,
önce hasret ve aşk;
sonra nefret ve acıyla harmanlanıp
gözyaşı olarak düştü yanağıma..

seninse ruhun bile duymadı olanları..
ne deldiğim yasağı,
ne akıttığım gözyaşını..
ne de;
içimde sana ait ne varsa
dün gece hepsini kaldırıp
çöpe attığımı..!!

*bahar*